Yaşlılara hürmet etmenin toplumsal yapımızın en temel unsurlarından biri olduğunu belirten Kurtulmuş, “Hepimiz içinde bulunduğumuz müessesenin önemini biliyoruz. Darülaceze ecdadımızdan kalan en önemli kurumlarımızdan biridir. Çünkü toplumsal hayatın devamlılığı bakımından, insanlara yaşlılıklarından hürmet, ikram göstermek bizim toplumsal yapımızın en temel unsurlarından birisidir. Esas itibariyle baktığımızda Osmanlı döneminden bize kalan 2 önemli kurum vardır. Bunlardan biri Darülaceze bir diğeri ise Darüleytam dediğimiz, yetimlerle ilgili müesseselerdir. Yetimlerin başının okşamak, yetimlere yardım etmek, sevgi ve şefkat göstermek aslında toplumun geleceğine yapılan bir yatırımdır. Darülaceze, yaşlı ve bakıma muhtaç kişilere karşı toplumun ödevini hatırlatmak açısından örnek olsun diye kurulmuş bir kurumdur. Dünyada nüfus yaşlanıyor, Türkiye’de de nüfus yaşlanıyor. Bununla birlikte post-modern dünyada yaşlılar bu kalabalık hayatın içinde yalnız kalıyorlar. Bizim toplumsal dokumuzda gencin yaşlının, annenin, babanın, dedelerin büyüklerin bir şekilde birbirinden ayrı noktalarda durması yoktur. Evet, eskiye nazaran o eski geleneksel geniş aileyi belki kaybettik ama hala toplumun belli zamanlarda aile değerlerinin ve geniş ailenin fertlerini hatırladığı ve onlara şefkatle yaklaştığı bir geleneği sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
“GAZZE TÜM İNSANLIĞIN ORTAK SORUMLULUĞUDUR”
Gazze’de yaşanan zulmün bir an önce son bulması için gereken adımların atılmasını ümit ettiklerini ve Türkiye ve dünyanın geleceği için Türkiye’nin istikrarının önem arz ettiğini dile getiren Kurtulmuş, “Bu ramazan ayında biz bolluk bereket içerisinde sofralarımızda bulunup iftarımızı açıyor dualarımızı yapıyoruz. Lokmalarımızı yemeye başladığımızda boğazımıza tıkanıyor. Çünkü bizim kadar şanslı olmayan, dünyanın dört bir tarafında milyonlarca Müslüman olduğunu hatırlıyoruz. Kiminin iftar sofrasında orucunu açacak kadar yiyeceğinin olmadığını, bir lokma ekmeğinin bir bardak temiz suyunun olmadığını biliyoruz. Hemen yanı başımızda Filistin’de Gazze’de bizimle aynı saatlerde oruçlarını açan Gazzeli Müslümanların böylesine bir sofraya sahip olmadığını biliyoruz. Her sofrada Gazzeli kardeşlerimizi hatırlıyor, onlar için dua ediyoruz. Onları insanlık tarihinin görmediği bir vahşetle öldüren İsrail’in Siyonist rejiminin durdurulması için dua ediyoruz. Ümit ederiz ki yeryüzünü kana bulayan bu çetenin insanlık tarihinin görmüş olduğu en büyük soykırımı gerçekleştiren bu yapının bir an önce durdurulması ve ortaya koymuş olduğu bu zararların da giderilmesi gerekir. Önce acilen ateşkes ve buna eş zamanlı olarak da insani yardımların Gazze’ye ulaştırılması sadece bizim değil tüm insanlığın ortak sorumluluğudur. Bunun için Türkiye olarak ilk andan itibaren bu savaşın bir an önce durdurulabilmesi için gayret sarf ediyoruz. Türkiye’nin sadece 85 milyondan ibaret olmadığını, Türkiye’nin sadece 780 bin kilometre kareden ibaret olmadığını hepimiz biliyoruz. Türkiye’nin tüm dünyada hakkı adaleti, insanlığı, vicdanı ve insafı canlı tutmak gibi bir ödevi olduğunun farkındayız. Bunun için Türkiye’nin daha güçlü olması, daha muktedir olması, daha istikrarlı bir şekilde yoluna devam etmesi Türkiye’nin ve dünyanın geleceği için şarttır” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a, Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci tarafından hediyeler takdim edildi.