Kronik ağrıların %90’ı tedavi edilebiliyor!

Sağlık Uzmanlarından Kronik Ağrı Uyarısı!

Doç. Dr. Sibel Özcan, vücudun doku hasarına doğal bir tepki vererek alarm veren akut ağrının, kronik ağrının ise üç aydan uzun süren, yaşam kalitesini düşüren bir sendrom olduğunu belirtti. Kronik ağrı, şiddet ve tipte değişkenlik gösterebilirken; yanma, uyuşma ve basınç hissi gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor.

Kronik ağrının vücudun her yerinde ortaya çıkabileceğini ifade eden Özcan, bu durumun hem fiziksel hem psikolojik etkiler yaratabileceğini, hareket kabiliyeti, esneklik, güç ve dayanıklılıkta azalma, bağışıklık sisteminde zayıflama, uyku bozuklukları, iş gücü kaybı ve üretkenlikte azalmaya yol açabileceğini belirtti.

KRONİK AĞRILARIN NÜFUS ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Doç. Dr. Özcan, dünya genelinde insanların %60-65’inin kronik ağrı yaşadığını ve en sık karşılaşılan kronik ağrıların bel ve boyun ağrıları olduğunu belirtti. Kronik ağrının tedavisinin genellikle uzun ve karmaşık olduğunu belirten Özcan, bu ağrıların tek bir yöntemle tedavi edilemediğine dikkat çekti.

Ağrı bilimi alanında hastaların ağrı etiyolojisi doğrultusunda değerlendirildiğini ve multidisipliner yaklaşımlarla tanı ve tedavi süreçlerinin planlandığını aktaran Özcan, tedavide ilaç tedavisi ve fizik tedavinin yanı sıra girişimsel ağrı tedavilerine başvurulduğunu söyledi.

AMELİYATSIZ TEDAVİLERLE KRONİK AĞRILAR ÖNLENİYOR

Bel ve boyun ağrılarının sık görüldüğünü vurgulayan Doç. Dr. Sibel Özcan, toplumun %90’ının yaşamları boyunca en az bir kez bel ağrısı yaşadığını belirtti. Özcan, bel ağrısının sadece %2-3’lük kısmının cerrahi müdahale gerektirdiğini ve geri kalan çoğunluğun ameliyatsız tedavi edilebildiğini açıkladı.

Özcan, baş ağrılarına uygulanan sinir blokajları ve RF ablasyon gibi girişimsel tedavilerin migren, gerilim tipi ve küme tipi baş ağrıları ile nevraljilerde etkili olabileceğini belirtti.

EKLEM AĞRILARI İÇİN YENİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Eklemlerde yaşanan ağrıların genellikle osteoartrit kaynaklı olduğunu ifade eden Özcan, eklem ağrılarında kök hücre tedavisi, PRP, ozon ve RF tedavilerinin uygulanabildiğini aktardı.

Kanser hastalarının yaşam kalitesini artırmak amacıyla sinir blokajları, sinir yakımı, ağrı pompaları ve kateter uygulamaları gibi yöntemlerin tedavi uyumunu artırabildiğini söyleyen Özcan, teknolojinin geldiği noktada ağrıların %80-90’ının tedavi edilebildiğini vurguladı.

TEDAVİ İLE İLGİLİ YÜKSEK BAŞARI ORANI

Related Posts

Yaşamak istedi, bedeli insanlık suçu oldu! Kanlı organ nakli kâbusu: ‘Bilmiyordum’

İlk böbrek naklini 20 yaşında olan genç kadın yeniden hastalanmış ve yine kendisi için uygun bir böbrek beklemesi gerektiğini öğrenmişti. Bu bekleyişin hayatına mâl olabileceğini düşündü. İnternette yaptığı bir araştırma sonucunda kendi deyimiyle farkında olmadan uluslararası organ nakli çetesine dahil oldu. İşte şimdi hiçbir klinik tarafından tedaviye alınmayan kadının yaşadıkları.

Balık keyfiniz kabusa dönüşmesin! Bir lokması bile büyük riskmiş

Balık, yüksek biyolojik değere sahip proteinleri, omega-3 yağ asitleri (özellikle EPA ve DHA), D vitamini ve iyot gibi önemli mikro besinleri içeren değerli bir hayvansal besin kaynağıdır. Dyt. Beste Mum, ancak bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanımlanarak ciddi reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi.

Uzmanlar uyarıyor: Evlilik öncesi bu testi mutlaka yaptırın!

Uzmanlar uyarıyor: Evlilik öncesi bu testi mutlaka yaptırın!

Günde 1 bardak içen yaşadı! Suda bekletince magnezyumu roketliyor, kramplara veda

Yaşam trendlerinin öncüsü haline gelen chia tohumu, küçük boyutuna rağmen büyük faydalarıyla dikkat çekiyor. Özellikle suda bekletilerek tüketildiğinde jel kıvamına gelen chia tohumu, magnezyum depolarını fulleyen faydalı bir etkiye sahip. Ancak tek faydası bununla sınırlı kalmıyor, vücuda sayısız etkisi var. İşte chia tohumunun etkileri ve doğru tüketim yöntemi.

Maydanoz-Limon Kürü Tehlike Saçıyor!

Maydanoz-Limon Kürü sağlığımıza zararlı mı ? Uzmanlar, maydanoz ve limon kürünün özellikle kalp sağlığı hastaları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu bildirdi.

Bu belirtiyi hafife almayın! 3 haftayı geçtiyse aman dikkat

Doç. Dr. Hatice Bengü Çobanoğlu, gırtlak kanserlerinin ilk belirtisinin yalnızca ses kısıklığı olabileceğini vurguladı. Doç. Dr. Çobanoğlu, 3 haftadan uzun süren ses kısıklıklarında mutlaka hastaneye başvurulması gerektiğini belirtti.